ZAMAN ÖĞRETİR…


Çünkü zaman tartar sevgiyi de

kurşun gibi

ağır…

merhameti ve adanmışlığı

bir sözün gücünü

bir hayalin izini

harcadığın enerjiyi

uğruna coştuğun ilgiyi

ruhuna kattığın bilgiyi

kaybolduğun yolu

kaçırdığın treni…

çünkü zaman tartar anıları,

canlı tutar acıyı,

sen anla diye sevginin kıymetini..

yenilgiyi… vaz geçmişliği…

haklıyı ve haksızı tartar

değerli ve değersizi

bulduğun ve kaybettiğin şeyleri..

büyük bir boşluk duygusuyla

içine attığın çalı çırpıyı bile..

o araladığın perde, sığındığın oda,

bilendiğin yalnızlık…

o bir yol, kavşak, anlam, şiir…

yontar durur

anla diye sen;

bitirmek istemediğinin zaten bitmiş olduğunu,

şimdinin tam da burada yeniden doğduğunu…

Biz;

neyi unutup neyi hatırladığımızla

yakınlaşırız birbirimize..

Benim unuttuğumu sen hatırlarsın,

senin unuttuğunu ben hatırlarım.

Ancak hafızalarımızın kesiştiği yerde

bütünleriz birbirimizi..

sen zamana kafa tutamazsın

bunun için çok fazla insansın…

ama o tutar…

dalgınlığını… kırgınlığını…

ortaya saçılan ahların,

hafif kinayeli devrik cümlelerle

buzlu bardağa sızışını…

başını döndüren şarkıları..

barbunya pilakiye eşlik eden gönül sızını

bandıra bandıra mideye gönderdiğin iç burukluğunu

olmayanı oldurmaya çalışan sonsuz sabrını…

yine o indirir yumruğu masaya…

çünkü o; adını koyamadığın, sahip çıkamadığın her şeyin sonsuz adı …

O bulmak adına yitirdiğin anlamın ta kendisi..

Biz; dünyanın biçare varlıkları..

sayıklar dururuz onun bunun adaletini..

gel gör ki

yine zaman öğretir

seçimlerimizin bedelini

onun olmadığı yerde ödediğimizi…

Sibel BENGÜ

Yorum bırakın